Konfederasyonumuz Türk-İş’in Genel Başkanı Ergün Atalay ve Türkiye Maden-İş Sendikası Başkanı Nurettin Akçul, Başkanlar Kurulu’nun Çayırhan’da gerçekleştirdiği toplantıda önemli açıklamalarda bulundu. Özelleştirme ve işçi haklarına yönelik tehditlerin gündem oluşturduğu toplantı, Türkiye’nin birçok bölgesindeki işçi sınıfının karşı karşıya olduğu sorunlara dikkat çekti. Sendikamızı temsilen Genel Sekreterimiz Adem Sarıçoban’ın da katıldığı kurulda, ekonomik buhran ve işçi haklarıyla ilgili yaşanan sorunlara karşı kararlı bir duruş sergilendi.
Başkanlar Kurulu’nun devamında ise Çayırhan Maden Ocağı ve Çayırhan Termik Santrali’ndeki işçilere ziyarette bulunuldu.
EKONOMİK KRİZ VE İŞÇİLERİN SORUNLARI VURGULANDI
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik buhranın ve işçi sınıfının yaşadığı zorlukların altını çizdi. Asgari ücretin yeterli olamadığını, taşeron işçilerin hala büyük sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirten Atalay çözüm bekleyen birçok sorun bulunduğunu söyledi. Türkiye’nin dört bir yanındaki işçilerle yaptıkları görüşmeleri aktaran Atalay, "Bu ülke, işçilerine kulak vermeli. Her gün örgütlenme nedeniyle kapı önüne konan işçilerin hakkını kimse hiçe saymamalıdır” dedi.
Özellikle taşeron işçileri ve kamu sözleşmelerine ilişkin hak ihlallerinin devam ettiğine dikkat çeken Atalay, “Hükümet emekçilere kulak vermeli, toplumsal huzuru bozmamalıdır. Aksi takdirde bu süreç sadece işçileri değil, tüm ülkeyi olumsuz etkileyecektir” dedi.
Ayrıca yayınlanan Başkanlar Kurulu bildirisinde de kamu sektöründe yaklaşık 600 bin işçiyi kapsayan toplu iş sözleşmesi sürecinin devam ettiği belirtilerek, "İlgili sendika genel başkanlarının katılımıyla oluşturulan Koordinasyon Kurulu'nun sürdüreceği çalışmaların olumlu sonuçlanabilmesi için tüm desteğin verileceği" ifade edildi.
BOLU’DAKİ YANGIN FELAKETİ GÜNDEMDEYDİ
Toplantının başında 20 Ocak’ta Bolu’nun Kartalkaya mevkiinde meydana gelen yangın felaketi de gündeme geldi. Yangında hayatını kaybeden vatandaşlar için baş sağlığı dilekleri iletildi. Atalay, kazanın tüm yönlerinin araştırılması gerektiğini belirterek, yaşamını yitirenlerin ailelerine baş sağlığı, yaralılara ise acil şifalar diledi. "Yangının bir kaza mı yoksa ihmaller zincirinin sonucu mu olduğu araştırılmalı. Bu tür acıların bir daha yaşanmaması için gerekli önlemler alınmalı” diyerek, yangın felaketi konusunda da sorumluların bir an önce tespit edilmesi gerektiğini ifade etti.
ÖZELLEŞTİRME ile KAMU YARARI GÖZ ARDI EDİLİYOR
Türkiye Maden-İş Sendikası Başkanı Nurettin Akçul, maden işletmeleri ve termik santralin özelleştirilmesine yönelik girişimlerin sadece buradaki çalışanları değil bölge halkını da büyük bir olumsuz etkiye sokacağını belirtti. Akçul, yapılan özelleştirmelerin kamunun yararına olmadığı gibi özel sektöre geçmesi halinde bölgedeki sosyal yapının tamamen değişeceğini ve ekonomik dengenin bozulacağını ifade etti.
“Buranın satışı veya özelleştirilmesi için hiçbir haklı gerekçe yok” diyen Akçul, mevcut durumda madenin ve santralin sürekli kar eden, üretim rekorları kıran ve bölge ekonomisine büyük katkı sağlayan işletmeler olduğunu vurguladı. Ayrıca, bu özelleştirme kararlarının Hazine Bakanlığı’na yanlış bilgilerle sunulduğunu ve işletmenin zarar ettiği yönündeki raporların gerçeği yansıtmadığını belirtti. Akçul, özelleştirmenin sadece kısa vadeli kar hedefleriyle yapılmak istendiğini ancak bunun halkın ve işçilerin çıkarlarına aykırı olduğunu dile getirdi
"SATIŞI DURDURMAK YETMEZ, İPTAL EDİLSİN"
Akçul, maden işletmeleri ve termik santralinin özelleştirilmesine yönelik sürecin kesinlikle durdurulması gerektiğini belirterek, “Bize bir erteleme önerilse de biz bu sürecin ertelenmesini değil iptal edilmesini istiyoruz. Üç ay, beş ay ertelenerek burada bir direniş süreci devam ettirilemez. Bu satış kararının iptali için her türlü mücadeleyi vereceğiz” dedi.
Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay da özelleştirme sürecinin sadece işçilerin değil bölge halkının da çıkarlarına zarar verdiğini vurguladı. Atalay, "Bu yerler devletin malıdır, halkın malıdır. Kamunun yararına faaliyet gösteren bu işletmelerin satılmasının mantıklı hiçbir gerekçesi yoktur" diye konuştu. Özelleştirilen birçok işletmenin iflas ettiğini, birçoğunun ise kapalı olduğunu hatırlatan Atalay bu sürecin emekçiler ve bölge halkı için daha fazla acı yaratacağını belirtti.
KAMU YARARI GÖZETİLSİN
Türk-İş Başkanlar Kurulu toplantının sonunda hükümete ve ilgili yetkililere seslenerek, “Kamu malı olan madenler ve santraller özelleştirilmemeli, halka ait milli servetler satılmamalıdır. Bu kararlar derhal iptal edilmelidir” ifadelerini kullandı. Türk-İş, işçilerin haklarının savunulması, işsizlikle mücadele ve ekonomik zorlukların aşılması için tüm gücüyle mücadeleye devam edeceğinin bir kez daha altını çizdi.