Konfederasyonumuz Türk-İş öncülüğünde “Vergide Adalet” talebi ile Meclis’te görüşmeler tamamlandı. Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Meclis’te grubu bulunan siyasi partilerin grup başkan ve başkanvekilleri ile görüştü, vergide adaletin sağlanması için bir an önce adım atılması istendi.
İşçi konfederasyonlarının genel başkanları 20 Kasım’da Ak Parti Grup Başkanı Abdullah Güler, MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, İyi Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, Saadet Partisi Grup Başkanvekili İsa Mesih Şahin görüştü. Siyasi parti temsilcileri ile yapılan görüşmelerde vergide adalet üzerine üç konfederasyonun ortak hazırladığı bildiri sunuldu. Heyet ardından Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Mehmet Muş ile bir araya geldi. Muş ile yapılan görüşmede de vergideki adaletsiz gidişata dur denmesi, işçilerin taleplerinin kulak ardı edilmemesi talep edildi.
“TALEPLERİ ÇOK ÖNEMLİ BULUYORUZ”
Konfederasyon Genel Başkanımız Ergün Atalay ve heyet son olarak Meclis Çalışma Komisyonu Başkanı aynı zamanda Ak Parti Ankara Milletvekili Vedat Bilgin ile de görüştü. Görüşme sonrası basın mensuplarına açıklama yapıldı. İşçi konfederasyonlarının genel başkanlarını ağırlayan Bilgin, sorunların çözümü için iş birliğinin önemli olduğunu belirterek şunları söyledi: Asgari ücretten verginin kaldırılması gibi Türkiye tarihinde çok önemli bir adım attık. Ama bugün sorunlar devam ediyor, başka sorunlar da var. Vergide adalet sorunu var, asgari ücret sorunu var. Çalışanların karşı karşıya bulunduğu diğer sorunlar var. Biz TBMM olarak kendi taraflarımızı, sosyal taraflarımızı, sosyal paydaşlarımızı, sayın genel başkanların taleplerini çok önemli buluyoruz. Bu konuda gerekli hazırlıkları, çalışmaları yapmışlar, biz de Meclis içerisinde bu sorunların çözümü konusunda gerekli adımları atacağız. İnşallah sorunların çözünü birlikte başaracağız.
"ÇEYREK ASIRDIR BÖYLE EKONOMİK SIKINTI GÖRMEDİK”
Konfederasyon genel başkanımız Ergün Atalay da vergi konusunda sorunları anlattı, çözüm önerilerini ise tek tek şu sözlerle sıraladı: Biz bundan 130 gün evvel üç konfederasyon ortaklaşa beraber bir toplantı yaptık. Yani bizim son çeyrek asırdır görmediğimiz bir ekonomik sıkıntıyla karşı karşıyayız. Yani burada biz bu taleplerimiz 130 gündür ülkenin değişik illerinde grevlerle, mitinglerle, iş durdurmalarla bunları sürdürdük. Hatırlarsanız bundan bir ay evvel Ankara Tandoğan Meydanı’nda 150 bin kişinin katıldığı büyük bir miting yaptık. Disk ve Hak-İş ülkenin değişik bölgelerinde yaptı. Sorun neydi? Biz ocak ayında aldığımız ücreti aralık ayında almıyoruz. Şimdi maalesef biz on iki ay çalışıyoruz iki ayını vergiye veriyor işçiler. Yani bunun kabul edilebilir bir tarafı yok. Geçmişte asgari ücretin 17 katıydı vergi dilimi şimdi maalesef baktığınız zaman beş katı oluyor. Yani bu eski düzenlemeye gelse bile problemi en azından bir bölümünü halletmiş olacağız.
“TAŞERON İŞÇİLER KADRO BEKLİYOR”
Atalay, vergi dışında çalışma hayatının önünde çözüm bekleyen konuları da şöyle anlattı: Bunun dışında ülkedeki çalışanların bizden beklentisi şu; sayın bakanın, bakanlık döneminde taşeronla ilgili vermiş olduğu bir söz vardı. Arkasından deprem oldu ama taşeronların beklentisi var. Onun yanında bizim staj mağdurlarının bizden beklentisi var, emeklilerin aldığı ücret ortada onların bizden beklentisi var. Biz bugün burada bu basın toplantısı yaparken sabah Çayırhan’da 500 tane maden işçisi kendini madene kapattı sebep şu; Çayırhan, Nallıhan, Beypazarı’nda öyle bir özelleştirme yapılıyor ki, sanki o bölgenin bir tarafında dörtte ikisi bir tarafında dörtte üçü şartnamenin ne olduğunu bilmiyor satılıyor. Burada işçi yok, burada ailesi yok. Spor tesisleri satılıyor, lojmanlar satılıyor. Bununla ilgili bugüne kadar yetkililerin tamamıyla ben de görüştüm, yetkili sendikalar da görüştü. Şu ana kadar müspet bir cevap alamadık. 4 Aralık’a kadar ihale var, arkadaşlarımız sabahleyin kendilerini oraya kapattılar. Müspet bir cevap alana kadar oradan çıkmayacak arkadaşlarımız. Şimdi kamu işçileri geçmişte ücretlerde öncüydü bu ülkede öyle bir noktaya geldi ki kamu işçileri asgari ücret düzeyine düştü. Yani 20-25 yıldır kamuda çalışan arkadaşlarımız şu anda ortalama 30-35 bin TL civarında ücret alıyor. Bu yetmiyormuş gibi birde emeklilik sistemi çıkardılar. Diyorlar ki; Ocak’ın 14’üne kadar emekli olmazsan yüzde 35’lik kaybın var. Bu insanlar bir rakama göre 150 bin civarında diğer bir rakama göreyse 200 bin civarında. Bu arkadaşlarımız 40 yaşlarında. Bunu ülkeyi yönetenlerin tamamına anlattık ama bu zamana kadar bununla ilgili bir cevap vermediler. Değerli arkadaşlar bu ülkenin ekonomik politikası var ama sosyal politikası yok. Yani onun için bu ülkede sosyal politikaya da ihtiyaç var.
“BİZİ YOK SAYMASINLAR”
Milyonlarca çalışanın merakla beklediği asgari ücret konusu da Atalay’ın gündeminde yer aldı. Konfederasyon Genel Başkanımız, asgari ücret konusunda ise şunları dile getirdi: ASgasi Ücret Tespit Komisyonu’nda 15 kişi var, bugüne kadar 4 kere imzalanmış 36 kere imzalanmamış. İşçi ile işveren beraber olduğu zaman istediği rakamı çıkarma imkânı var. 2 dönemdir de asgari ücret tespit komisyonun tamamı işçi oluyor. Bu dönemde ilk toplantılarını komisyon üyeleri bugün Türk-İş’te yaptılar. 5 tane asgari ücretli üyemiz var, bir tanesi sembolik olarak Türk-İş’in genel başkan yardımcısı ama 4 arkadaşımız işçi. Onlar geçen dönem geldiler bize dediler ki; 18 bin TL olsun yılda iki kere olsun. Mitingde biz asgari ücretli arkadaşımıza söz verdik, taşeron arkadaşımıza söz verdik, emekliye söz verdik. Asgari ücretli öyle bir noktaya geldi ki, başta IMF olmak üzere uluslararası örgütler, sermaye kuruluşları, bugüne kadar birçok kişi, kurum tutar ve artış oranını açıklamada burada bir algı operasyonu yürütülmekte. Enflasyonla mücadele için düşük asgari ücret gerekliliği savunulmakta. Değerli arkadaşlar bir rakam açıklamak yerine tespit yapılırken temel alınması gereken ilke şu; bir işçinin ailesiyle günün ekonomik-sosyal şartlara göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruna bağdaşacak bir düzeyde asgari ücret tespit edilmeli. Onun için değerli arkadaşlar bizi yok saymasınlar, biz bu ülkede şu anda çalışanlar zordayız, geçinemiyoruz, geçinmekle ilgili sıkıntımız var. Aynı sıkıntı emeklide de var.