Konfederasyonumuz Türk-İş, Çerkezköy’ün ardından vergide adalet için emeğin başkenti Zonguldak’ta da büyük bir mitinge imza attı. Sendikamız Genel Başkanı Hakan Toy, Genel Sekreterimiz Adem Sarıçoban ve yönetimimiz katıldığı mitingde binlerce işçi yer aldı.
Zonguldak’ta Madenci Anıtı önünde yapılan mitingde coşku ve birlik hakimdi. İlk önce sahneye baretleri ile madenciler çıktı. Madenci korosunun verdiği mini miting sonrasında Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay bir konuşma yaptı. Adaletsiz vergi sisteminin sürdürülemez olduğunu belirten Atalay şunları ifade etti: 9 Temmuz’da bizim dışımızda iki konfederasyon ile birlikte toplantı yaptık. Dedik ki, bizim de sizin de sıkıntılarımız aynı. Gelin beraber, ortak hareket edelim dedik. İllerde il temsilcilerimiz basın açıklamaları yaptı. Arkadan Diyarbakır'da, Adana'da, İstanbul'da, Bursa'da, İzmir'de, Trabzon'da kitlesel toplantılar yaptık. Geçen hafta Trakya'da idik. Bugün buradayız. Kısa zamanda Ankara'da Türkiye'nin en büyük mitingini birlikte yapacağız. Biz ne istiyoruz? Ocak ayında aldığımızı nisanda almıyoruz. Nisanda aldığımızı da temmuzda almıyoruz. Kısa özü şu, 12 ay çalışıyoruz 10 buçuk ay maaş alıyoruz. Bu adil değil. Bu sürdürülebilir vergi sistemi değil. Buradan bir daha ülkeyi yönetenlere sesleniyorum; bu vergi sistemini gözden geçirin. Dayanacak gücümüz kalmadı. Bir an evvel bu sorunu çözün. Öyle bir noktadayız ki, sözleşme yaptık bir buçuk sene olmadı daha. Ben arkadaşlarımla beraber tamamının evet dediği bir meseleye imza atıyorum. Ne oldu? Kısa zamanda darmadağın oldu. Gazete, televizyonlarda işçi çok alıyor, doktor az alıyor dendi. Doktor da, memur da, emekli de bizim. Onların meselelerini bu kürsüden haykırmaya devam edeceğim. Emekli 12 bin lira para alıyor. Bir hafta geçinemez. Arkadan asgari ücretli 17 bin lira alıyor. Asgari ücret öyle bir noktaya geldi ki, geçim ücreti oldu. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Çok alandan çok az alandan az vergi alınması lazım.
“EK ZAMMA İHTİYAÇ VAR”
Atalay, çalışma hayatındaki sorunları tek tek sıraladı ve ülkeyi yönetenlere şu sözlerle seslendi: Aldığımız ücret ortada. Bir ay bu ülkedeki herkes bir aylık kazançlarını devlete versinler. Biz zaten yarı aç yarı tok yaşıyoruz. Bize de bir ay maaş vermesinler. Madem ülke düzelecek ise, çok alandan çok az alandan az alsınlar. Yüzde 14 örgütlüyüz. Yüzde 14! Bu kabul edilebilir rakam mı? Geçen hafta Çatalca'da et fabrikasındaki işçi kardeşlerimizi işten çıkardılar. Ziyarete gittim. Patron asgari ücret dahi vermiyor. Arkadaşlarımıza 13 bin lira para veriyorlar. Bu film her yerde var. Bizden ne istiyorsunuz siz? Bizim ekmeğimize neden kan doğruyorsunuz? Değişik partilerdeki belediyeler, belediye değişiyor işçi çıkarıyor. Bunu kabul etmek doğru değil. Yetimin, mazlumun, işçinin vebalini almamak lazım. İki yakanız bir araya gelmez. O yüzden işçiler, bizler omuz omuza olacağız. Temmuz ayında kamuda bir ücret aldılar, yüzde 24,73. Bugün zam açıklandı yüzde 18'e yakın ücret, Arada 7 puan kayıp var. Bu dahi yetmiyor dedik görüştüğümüzde Bakana. Emekliye de, özel sektörde çalışana da, asgari ücretliye de ek zamma ihtiyaç var. Ülkeyi yönetenler kulak versinler, yarın geç olur. Biz milletvekili olmayacağız. Benim vekil olacak halim yok, işveren olacak halim yok. Ben demiryol işçisi, çırak okulu mezunuyum. İşçi başladım, işçi emaneti bırakacağım.
“TAŞERON İŞÇİLERİMİZE KADROSUNU VERİN”
Kadroya alınmayan taşeron işçileri, emeklilerin durumuna ilişkin de çağrısı oldu Atalay’ın. Türk-İş Genel Başkanı, “Bizden haber almadan sendikalardan haber almadan emekli olmayın. Ona göre hareket edin. 40 puan ne demek ya? Bu ucube sistemi bir an evvel düzeltmek gerekiyor. Hükümetin verdiği söz var seçimlerden evvel, taşeronları kadroya geçireceğiz. Aradan 6 sene geçti! Bu meseleye çözüm bulmak gerekiyor. Çıraklık mağdurları, staj mağdurları bugün yapamazsanız da bir an evvel bu mesele ile ilgili takvim belirleyip açıklamak mecburiyetindesiniz yoksa bu ülkede huzur bulamayız, huzur bulamazlar. Tasarruf genelgesi ile işçinin, memurun servisine kaldıysanız vay halimize.
Hükümetin dile getirdiği KİT reformunu eleştiren Atalay sözlerine şöyle devam etti: Sene başında KİT Reformu diye genelge yayınladılar. Bunun Türkçesi şu, bu enerji, ulaştırmayı, madenleri kısa adı ile yönetimi yeni yapacağız. 4'ü Hazine’den 3'ü kurumdan olacak. Yerin altına girmeyen, asfalt dökmeyen o yönetime girse o kurumdan kime hayır gelir. Enerji bakanı ile toplantı yaptık. Dediler ki, önümüzdeki günlerde çözeceğiz. Bunun adı özelleştirme! Bu genelgeyi Maliye Bakanlığı geri çeksin. Kamunun huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yok. KİT Reformu diye bu sıkıntıyı bizim önümüze getirmeyin.
Atalay’ın gündeminde işçi cinayetleri de vardı. Genel Başkan, “Bu bölgede o kadar çok ocak var ki, her gün bir kaçak ocaktan iş cinayeti haberi alıyoruz. Sendikanız bunu yıllardır dillendiriyor. Kaçak ocak meselesine bir an evvel çözüm bulmak lazım. İnsanlar üç kuruş para için çalışıyor” dedi.
“EMEĞİN YENİ ANAYASA’YA İHTİYACI VAR”
Konfederasyonumuz genel başkanı Atalay, miting konuşmasını şu sözlerle sonlandırdı: Bedeli ne olursa olsun her hafta bir alandayız haberiniz olsun. Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz. Bu ülkeyi yönetenler sesimizi duyana kadar derdimizi söylemeye devam edeceğiz. Duymadıkları zaman sandıkta hesabını vermeye devam ederler. Bütün partilere sesleniyorum. Örgütlenme ile ilgili Meclis’te bir yasa çıkarın önümüzü açın! Bu ülkede 12 Eylül’den kalan bir Anayasa var. İşçinin, emeğin yeni bir Anayasa’ya ihtiyacı var. Kısa zamanda gününü açıklayacağız. Ankara'da beraber olacağız. Beraber haykıracağız. Örgütlenmeyi, özelleştirmeyi, ücretlerimizin ne kadar olduğunu haykıracağız.