Konfederasyonumuz Türk-İş, kasım ayı açlık yoksulluk sınırı rakamlarını paylaştı. Buna göre, kasım ayında dört kişilik bir ailenin sadece gıda harcaması yani açlık sınırı 20 bin 561 liraya ulaştı. Yoksulluk sınırı ise 66 bin 976 lira olarak hesaplandı. Bekâr bir çalışanın yaşam maliyeti de kasım ayında 26 bin 712 lira olarak hesaplandı.
Türk-İş tarafından, çalışanların geçim koşullarını ortaya koymak ve temel ihtiyaç maddelerindeki fiyat değişikliğinin aile bütçesine yansımalarını belirlemek amacıyla 37 yıldır her ay düzenli olarak yapılan açlık-yoksulluk sınırı araştırmasına 2024 kasım ayı sonuçları da eklendi. Bu kapsamda, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 20 bin 561,65 liraya yükseldi. Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 66 bin 976,07 liraya ulaştı. Bekâr bir çalışanın “yaşama maliyeti” de aylık 26.712,30 lira olarak hesaplandı.
KUZU ETİ, YUMURTADA ARTIŞ TESPİT EDİLDİ
Paylaşılan verilere göre, Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 0,64 oranında gerçekleşti. On aylık değişim oranı yüzde 42,47 oldu.
Son on iki ay itibariyle değişim oranı ise yüzde 46,60 olarak hesaplandı. Yıllık ortalama artış yüzde 67,20 olarak gerçekleşti. Kalem kalem baktığımızda da süt, yoğurt ve peynir ürünlerinin bulunduğu grupta peynir ve yoğurt fiyatlarında marketler arasındaki rekabetten dolayı yüzde 1 düzeyinde kısmi bir düşüş gözlemlendi. Sütün kilogram fiyatı değişmedi. Et fiyatlarındaki hareketlilik devam etti. Geçen ay kilogram fiyatı 547 lira olan dana kıyma ve kuşbaşı, bu ay yüzde 2,5 azalarak 533 lira olarak tespit edildi. Kuzu etinin kilogram fiyatı ise geçen ay 773 lira iken bu ay yüzde 4 artarak 807 lira olduğu belirlendi. Tavuk etinin kilogram fiyatı yüzde 1 arttı. Balık ürünlerinin çeşitlenmesi ve aynı zamanda mevsimi olması sebebiyle balık fiyatlarındaki azalma devam etti. Yumurtanın adet fiyatının bu ay 4,66 liradan yüzde 18 artışla 5,69 TL’ye yükseldi. Kuru baklagiller grubunda en yüksek artış yüzde 6 ile kırmızı mercimekte olduğu tespit edildi. Diğer ürünlerden nohut, kuru fasulye ve yeşil mercimeğin fiyatlarında kısmen düşüş görüldü.
BAKLİYAT FİYATLARINDA ARTIŞ
Gıda harcamasında ağırlıklı yer alan ve mevsim koşullarına göre değişkenlik gösteren taze meyve-sebze fiyatları da bu ay artış gösterdi. Mutfak harcamalarının vazgeçilmez ikilisi olan patates ve soğan bu ayın en fazla artış gösteren ürünleri olarak tespit edildi. Ekmeğin fiyatı bu ay değişmedi. Pirinç, bulgur, makarna ve un fiyatlarında artış olduğu tespit edildi.
Zeytinyağı ve tereyağı fiyatları azalırken, ayçiçek yağı ve margarin fiyatlarında artış olduğu görüldü.
“İNSAN ONURUNA YAKIŞAN HARCAMA DÜZEYİ OLMALI”
Araştırmaya ilişkin yazılı açıklama yapan konfederasyonumuz, “Açıklanan yoksulluk sınırı tutarı, işçinin eline geçmesi gereken ücret düzeyi değildir. Yoksulluk sınırı tutarı, ailenin yapması gereken insan onurunun gerektirdiği harcama düzeyidir ve bir bakıma, haneye girmesi gereken toplam gelirin alt sınırını ortaya koyan önemli bir göstergedir. Ancak çoğu zaman, ücretli çalışan ailenin tek gelir kaynağı olduğundan yoksulluk sınırı tutarı olması gereken ücret düzeyi olarak görülmektedir” dedi.
“ENFLASYONUN NEDENİ ÜCRETLİ ÇALIŞANLAR DEĞİL”
Artan hayat pahalılığına da dikkat çeken Türk-İş, açıklamasında şu ifadelere de yer verdi: Giderek artan hayat pahalılığı, gelir dağılımda ve vergide adaletsizlik, başta işçiler olmak üzere, toplumun dar ve sabit gelirli tüm kesimlerinin yaşam şartlarını daha da ağırlaştırmış ve her geçen gün ağırlaştırmaya devam etmektedir. Bugün itibariyle mevcut asgari ücret dört kişilik bir aile için ancak 7 gün yetiyor. İnsan onuruna yaraşır gelir düzeyini sağlayacak bir ücret karşılığında çalışılması anayasal bir hak olmasına rağmen milyonlarca çalışan ailesiyle birlikte düşük ve yetersiz kazanç ile hayatının sürdürmek durumunda bırakılmaktadır. Ekonomik krizden çıkış için çalışanlardan özveri beklenmektedir. Daha önce de belirttiğimiz üzere ücretli çalışanlar enflasyonun nedeni değil mağdurudur. Ülkemizde gelir ve servet eşitsizliğini dengeleyecek adil bir vergi sistemi ile bütüncül sosyal politikalara ihtiyaç duyulmaktadır.